Kalem Adası’na ayak bastığınız ilk andan itibaren, eşi benzeri bulunmayan bir tatil deneyimi sizlere kapılarını açıyor.

Akvaryumu andıran turkuaz bir denizin tam ortasında, palmiyeler, rengarenk çiçekler ve antik eserleriyle göz kamaştıran bir ada düşleyin… Kalem Adası düşlerinizi gerçeğe dönüştüren keşfedilmemiş cennetiniz olacak. Uzun yıllar önce başlayan bir hikâye…

İlkçağda “Aiolis” olarak adlandırılan ve M.Ö.1700 yıllarına kadar uzanan antik yerleşim izlerine rastlanan bölgede bulunan Kalem Adası, Helenistik döneminin en görkemli şehirleri Çandarlı (Pitane), Bergama (Pergamon), Midilli (Lesbos), ve Dikili (Aternus) tarafından çevrilidir.

Kalem Adası’nın efsanevi tarihi ise; M.Ö. 406 yılında Spartalı filoların bölgedeki Atina filolarına karşı savaştığı ve Atinalıların zaferiyle sona eren Büyük Mora (Peloponnese) Savaşı’nın son büyük Atina zaferi olan Arginusae Adaları Savaşına dayanır.

İsmi, kumlarının güneş ışığını son derece görkemli bir şekilde yansıttığı için Işık Saçan Adalar anlamına gelen Arginusae Adaları, üç küçük adadan oluşur; Kalem Adası, Garip Adası ve Kane (Canae) Yarımadası yıllar içinde farklı pek çok uygarlığa tanıklık eder.
Bu tarihi mirasa sadık kalan Kalem Adası Oliviera Hotel, adada bulunan tarihi eserlerin hikayeleri, bitki örtüsü ve bahçe düzenleri ile birlikte bir açıkhava müzesindeymişçesine konuklarını zaman tünelinde büyülü bir gezintiye çıkartıyor.